31 Mayıs 2012 Perşembe

Blog 6 / Yalan Dünyanın Cenneti

 
   En çekici kostüm yazın giydirilir. Kıyılarına otellerle rimel çekilir. Renk renk spot ışıkları yansıtılır kıştan kalma tenine. Güneş gözlü bir yar, tozpembe bir rüya olur. Yaz güneşi tene dokundu mu, aşık olunmuş demektir. Yerli ya da yabancı her turist, Antalya'ya aşkını, kendi şehrine dönünce anlar. Aşk bir rüyadır. Ve rüyadan uyanmak için, Antalya'yı terk etmek gerekir.

   Yalan dünyanın cennetidir. Ağır makyajlıdır. Güneyi derin dekolte, kuzeyi uzun kolludur. Bu iki yön arasında görünmez bir köprü vardır. Bu yüzden Antalya, en İstanbul şehirdir.

   Bir yılda biriktirilenin, bir haftada harcanması istenir. Tüm düzen, bunun üzerine kuruludur. Turizmle uğraşanların en sevdiği turist Ruslar değil; en kısa sürede, en çok parayı harcayanlardır. Misal Kaleiçi. Gökyüzünden bakıldığında at nalı şeklindedir. Kendisi pak, çiftesi pek olur. Bu şehri pornografik yapan, ne olacağını bile bile gelinmesidir. Ama bazısını özlem, sıcaktan fazla yakar.

   Güneşi için gelinip, gölgesine para ödenen tek şehirdir. Rusya'nın, merkeze en uzak şehri gibi görünse de, Rusça bilmeye gerek yoktur. Antalya, ücretsiz dil kursudur. Sadece Türkçe konuşarak; Alman'a arkadaş, Hollandalı'ya dost, Arap'a pazarlamacı, Rus'a koca olunabilir. Farklı milletten birçok kişinin kolayca anlaşabildiğinin kanıtı, Antalya'ya bilet bulunamamasıdır.

   Her yıl on milyon turisti basar bağrına. Gelenlerin çoğu kopuktur. Antalya'nın denizi dışındaki bir çok güzelliğinden bihaberdirler. Oysa tatile her şey dahildir. Her şey dahil sistem, koca bir yığın kopuğun çeteleşmiş halidir.

   Mevsim döner, kış olur; Antalya, yağmurun kendisine ne kadar yakıştığını hatırlar. Balkonlarından yaz boyu horlama sesleri yükselen şehir, ıslak bir yalnızlığa bürünür. Gerçek; makyaj temizlenince görülür. Üç ay içinde on milyon turisti ağırlayan şehir, kışa yorgun girer. Kış boyunca ağlaması ondandır.
 
   Her Antalyalı, memleketine kışın aşık olur. Boyalı değil, doğal severler şehirlerini. Dalgalar kıyıya, yorgunluktan arınırcasına vurur. Her dalga, bir yakarıştır. Her yakarışta, hüzünlü bir ses kaplar kıyıları. O ses, Antalya'nın ''ben kışın da güzelim'' deme şeklidir. Ve o sesi, yalnızca Antalyalılar duyabilir...


< Beğen >

< Takip Et >


6 yorum:

  1. bloklarını, heyecanla okuyarak takip ediyorum ve seni gönülden tebrik ediyorum.
    başarılar kardeşim.

    YanıtlaSil
  2. kalemine sağlık... çok güzel olmuş. devamını heyecanla bekliyorum

    YanıtlaSil
  3. Ufuk,çok güzel anlatmışsın Antalya'yı.Tanımlamaların super.Zevkle yazılarını okumaya devam edeceğiz. Sık sık yazmalısın bence.

    YanıtlaSil
  4. bu şehir bu kadar iyi böyle anlatılır.çok iyi...devam :)

    YanıtlaSil
  5. bence antalya yı anlatmaya devam et gözlemlerin ve anlatımın süper bu yazının 2. serisini bekliyoruz...

    YanıtlaSil
  6. emeğine,yüreğine, kalemine sağlık

    YanıtlaSil